1 Aralık 2010 Çarşamba

Kafkasya da Bir Dolmen Mezar

      Kafkasya’ya gelince konumuz dahiline giren, özellikle Kuzey-Kafkasya   birçok efsane ve masallara konu olmuş, iklimi, geçmişi, coğrafyası ve   tarihi ve insanları ile çok ilginç bir ülkedir.
Bu özellikle   Çerkezistan (veya Çerkezya) bölgesinde 19ncu yüzyıldan beri yapılan   arkeolojik kazılarda çok ilginç ve kıymetli kral mezarları. ve katakomb   kültürü ve uygarlığının kalıntıları keşfedilmiştir, (E. Chantre) Maikop   ve civarında. Gene sahilde Tuapse' den içerde Osetya’ya kadar olan   bölgede ki bu da eski Çerkezya mıntıkası. olarak kabul edilir, Dolmen   denilen yekpare taş yapıtlara rastlanmaktadır. Bunların birer mezar mı   yoksa birer anıt mı oldukları henüz belirlenememiştir.


        Kafkasya hakkında iki çok detaylı eser yazmış olan ve bu ülkede Çarlık   devrinde ve sonra bizzat geziler yapmış bulunan İngiliz John F.   Baddeley, ikinci eserinde, Kuzey-Kafkasya’da görmüş olduğu “Devasa”   harabelerden bahseder. Dünyada diğer bir eşinin ancak Güney Amerika'da,   Bolivya'da, 4000 metre yükseklikte Titicaca gölünün sahillerinde,   “Tihuanaco” kalıntılarında görüldüğü bu “Devasa" harabelerin nasıl bu   yüksek yerlerde binlerce yıl evvel, ne gibi aletlerle ve kimler   tarafından yapıldığı muamması hala çözülmemiştir. Baddeley'in gördüğü   harabeler Osetya mıntıkasında, Kaluat köy sırtlarında, Edisa adı ile   anılır. Yazar bu kalıntıları yerli Prof. Melitset Bekof ile gezmiş ve   hayran kalmıştır. Adına “Devler Kalesi denilen bu yapıtlar yüksek bir   plato üzerine kurulmuş olup, birkaç dönümden fazla bir alanı kaplamakta   idi. Volkanik olduğu iddia edilen ve yüzlerce ton ağırlığında kayalardan   yapılmıştır.




     Dikdörtgen şeklinde olan   duvarlarının kalınlığı yerine göre üç metreden fazladır. Taşlar yekpare   bloklar olup kesilmiş veya yontulmuş değildir,sanki kalıptan çıkmışsa   benzer, yüzlerce ton ağırlığındadır her bir taş. Herhangi bir çimento   gibi madde ile yapıştırılmamış olup, gayet düzgün şekilde aralarında   milimetrik bir açıklık olmadan birbirlerine uyum sağlamışlardır. Böylece   bu görkemli yapıt insan üstü bir kalıntı. Görünümü vermektedir.   Baddeley’in sorusuna cevaben, Prof. Melitset Bekof, bunların Keltler'den   kalma olabileceğini söyler, fakat Baddeley' e göre bu eserin   Kafkas-Nart mitolojisine de dayanabileceği tasavvur edilebilir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder